Sadaka ile ömrün uzaması, ecelin değişmesi anlamına mı gelir?
Ecel birdir değişmez. Bazı kimseler Resul-i Ekrem (S.A.V.) Efendimizin: Sadaka belâyı def eder ve ömrü uzatır, hadîs-i şerifini ileri sürerek, ömrün uzayabileceğini ve dolayısıyla da ecelin değişebileceğini iddia ederler.
Evvelâ şunu belirtelim ki, sadakanın ömrü uzatmasının hakikati ne olursa olsun, neticede insanın ölümü sözkonusudur ve bu ise ezelî ilmiyle Allah’ın malûmudur. Bu noktadan, onun ölüm vakti ve dolayısıyla da ömür müddeti Allah tarafından takdir edilmiş olup bunun değişmesi mümkün değildir.
Meselâ, bir kimsenin verdiği bir sadaka ile ömrünün iki yıl uzadığını farzedelim. Bu şahsın, ecel-i muallâk dediğimiz, şarta bağlı eceli, eğer sadakayı verirse ömrü elli sene, vermezse kırk sekiz sene, şeklinde olsun. Cenâb-ı Hak o şahsın sözkonusu sadakayı vereceğini bildiği için ömrünü elli sene olarak takdir etmiştir. İşte bu ecel değişmez.
Yukarıda takdim ettiğimiz hâdîs-i şerif ile Peygamber Efendimiz (S.A.V.) mü’minleri hayra teşvik etmekte ve aralarındaki sevgi bağlarını sadaka ile perçinlemektedir. Sadakanın belâyı def etmesi, Allahü Zülcelâl’in lütfü ve atâsıdır. Verdiğimiz sadakaların ne gibi belâların define vesile olduğu ise, bizim meçhûlümüzdür. Verdiğimiz sadakalarla ve yaptığımız hayırlı hizmetlerle başımıza gelecek birçok belâların define sebeb olmaktayız. Vücuda gelmediği için bilemediğimiz bu belâların defi, bizim için ayrı bir nimettir ve bu nimet menfî nimet şeklinde ifâde edilmektedir. Sadakanın müsbet nimet olması ciheti ise mü’minlere hayır ve hasenat kazandırmasıdır.
Sadakanın ömrü uzatmasını kelâm ilminin büyük âlimlerinden Teftazânî Hazretleri, Şerh-i Akaid adlı eserinde çeşitli yönleriyle izah etmiştir.
Teftazânî Hazretleri’ne göre: Ömrün uzamasından maksat, ömrün bereketlenmesidir. Âhirete hayır ve hasenat için verilmiş bir sermaye olan insan ömrünün uzaması, bu sermaye ile daha çok kâr elde etmek manasınadır. Buna göre ömrün müddetinde bir değişme olmasa da, sadaka yoluyla mahsulünde bir artma olması ömrün uzaması demektir. Bunu bir misâl ile açıklamaya çalışalım. Bir ağacın her baharda dört bin meyve verdiğini ve ömrünün on sene olduğunu farzediniz. Cenâb-ı Hakk’ın ağaca lütuf ve insanıyla baharlardan birinde dört bin yerine sekiz bin meyve verdirmesi halinde, ağacın ömrü manen bir yıl uzamış, demektir. İşte sadaka da insan ömrünün verimini artıran güzel bir vasıtasıdır. Ve bu mânâda ömrü uzatmaktadır.
Yukarıdaki hakikati Teftazânî Hazretleri şu şekilde ifâde etmiştir: Sadaka, ömürden maksûd-u ehem (en önemli gaye) olan şeyi ziyade ediyor (artırıyor). O da amel-i sâliha ile kemâle ermektir. Çünkü insanlar nefislerini kemâle ve iki dünya saadetine, salih ameller ile getirebilirler
Sadakanın ömrü uzatmasının diğer bir mânâsı, rızıkta berekete ve ömrün huzur ve sürür ile geçmesine vesile olmasıdır.
Başka bir mânâ da, ömrün uzaması, ölümden sonra hayır ve hasenat defterinin kapanmamasıdır. Bilindiği gibi, sadaka mal yanında ilim ve irfan ile de olmaktadır. Mü’minlere faydalı bir eser neşreden bir âlimin sevap defteri ölümüyle kapanmaz. Bu ise onun ömrünün uzaması demektir. Zira, ömrü uzadıkça hayır ve hasenatına devam edecek olan o zât, aynı işi ölümden sonra da yapabildiğine göre manen hayattadır demektir.
Kaynak:https://tunagur.wordpress.com/2012/08/03/sadaka-ile-ilgili-soru-ve-cevaplar/
Evvelâ şunu belirtelim ki, sadakanın ömrü uzatmasının hakikati ne olursa olsun, neticede insanın ölümü sözkonusudur ve bu ise ezelî ilmiyle Allah’ın malûmudur. Bu noktadan, onun ölüm vakti ve dolayısıyla da ömür müddeti Allah tarafından takdir edilmiş olup bunun değişmesi mümkün değildir.
Meselâ, bir kimsenin verdiği bir sadaka ile ömrünün iki yıl uzadığını farzedelim. Bu şahsın, ecel-i muallâk dediğimiz, şarta bağlı eceli, eğer sadakayı verirse ömrü elli sene, vermezse kırk sekiz sene, şeklinde olsun. Cenâb-ı Hak o şahsın sözkonusu sadakayı vereceğini bildiği için ömrünü elli sene olarak takdir etmiştir. İşte bu ecel değişmez.
Yukarıda takdim ettiğimiz hâdîs-i şerif ile Peygamber Efendimiz (S.A.V.) mü’minleri hayra teşvik etmekte ve aralarındaki sevgi bağlarını sadaka ile perçinlemektedir. Sadakanın belâyı def etmesi, Allahü Zülcelâl’in lütfü ve atâsıdır. Verdiğimiz sadakaların ne gibi belâların define vesile olduğu ise, bizim meçhûlümüzdür. Verdiğimiz sadakalarla ve yaptığımız hayırlı hizmetlerle başımıza gelecek birçok belâların define sebeb olmaktayız. Vücuda gelmediği için bilemediğimiz bu belâların defi, bizim için ayrı bir nimettir ve bu nimet menfî nimet şeklinde ifâde edilmektedir. Sadakanın müsbet nimet olması ciheti ise mü’minlere hayır ve hasenat kazandırmasıdır.
Sadakanın ömrü uzatmasını kelâm ilminin büyük âlimlerinden Teftazânî Hazretleri, Şerh-i Akaid adlı eserinde çeşitli yönleriyle izah etmiştir.
Teftazânî Hazretleri’ne göre: Ömrün uzamasından maksat, ömrün bereketlenmesidir. Âhirete hayır ve hasenat için verilmiş bir sermaye olan insan ömrünün uzaması, bu sermaye ile daha çok kâr elde etmek manasınadır. Buna göre ömrün müddetinde bir değişme olmasa da, sadaka yoluyla mahsulünde bir artma olması ömrün uzaması demektir. Bunu bir misâl ile açıklamaya çalışalım. Bir ağacın her baharda dört bin meyve verdiğini ve ömrünün on sene olduğunu farzediniz. Cenâb-ı Hakk’ın ağaca lütuf ve insanıyla baharlardan birinde dört bin yerine sekiz bin meyve verdirmesi halinde, ağacın ömrü manen bir yıl uzamış, demektir. İşte sadaka da insan ömrünün verimini artıran güzel bir vasıtasıdır. Ve bu mânâda ömrü uzatmaktadır.
Yukarıdaki hakikati Teftazânî Hazretleri şu şekilde ifâde etmiştir: Sadaka, ömürden maksûd-u ehem (en önemli gaye) olan şeyi ziyade ediyor (artırıyor). O da amel-i sâliha ile kemâle ermektir. Çünkü insanlar nefislerini kemâle ve iki dünya saadetine, salih ameller ile getirebilirler
Sadakanın ömrü uzatmasının diğer bir mânâsı, rızıkta berekete ve ömrün huzur ve sürür ile geçmesine vesile olmasıdır.
Başka bir mânâ da, ömrün uzaması, ölümden sonra hayır ve hasenat defterinin kapanmamasıdır. Bilindiği gibi, sadaka mal yanında ilim ve irfan ile de olmaktadır. Mü’minlere faydalı bir eser neşreden bir âlimin sevap defteri ölümüyle kapanmaz. Bu ise onun ömrünün uzaması demektir. Zira, ömrü uzadıkça hayır ve hasenatına devam edecek olan o zât, aynı işi ölümden sonra da yapabildiğine göre manen hayattadır demektir.
Kaynak:https://tunagur.wordpress.com/2012/08/03/sadaka-ile-ilgili-soru-ve-cevaplar/
Konular
- Fidye vacip midir?
- Fidyeyle İlgili Ayetler
- Fidyeyle İlgili Hadisler
- Fitre (Fıtır Sadakası) nedir?
- Fitre kimlere vaciptir?
- Fitre ne zaman verilir?
- Fıtır sadakası neye göre ve nasıl hesaplanır?
- Fitre kimlere verilebilir kimlere verilemez?
- Fitre tek kişiye mi verilmeli, yoksa bölünerek de verilebilir mi?
- Fitre ile İlgili Hadisler
- Fıtır Sadakasının Önemi
- Sadaka nedir?
- Sadaka ile İlgili Ayetler
- Sadaka ile İlgili Hadisler
- Verilen Sadakanın Geçerli Olmasının Şartları
- Yıl içine verilen sadakalar zekat yerine geçer mi?
- Sadaka kimlere verilebilir?
- Neyden sadaka verilebilir?
- Sadaka Vermenin Şekli ve İçeriği
- Dilencilere sadaka vermek caiz midir?
- Sadaka ile ömrün uzaması, ecelin değişmesi anlamına mı gelir?
- Ölmüşler için sadaka verilebilir mi?
- Hacda sadaka vermeyi gerektiren hususlar nelerdir?
- Sevilen Şeylerden Sadaka Vermek
- Sadaka çeşitleri nelerdir?
- En üstün sadaka nedir?
- Sadaka sadece parayla mı olur?
- Ey sadaka sen nelere kadirsin! (Hikaye)
- Hz. Aişe (r.a.)'den Rivayet Edilen Bir Hikaye
- Sadakanın Faydaları (Nihat Hatipoğlu)